19 Mayıs 2017 Cuma

Monolog gibi dialoglar

"Arabayla karanlıkta gidiyorduk hep beraber. O yol bi de değişik bir yoldu, arabayı sürmesi etmesi. Tekirdağ'ı geçtikten sonrasıydı, bitki kokuları almaya başlamıştık. İyi hissettiriyordu insanı ya benim çok hoşuma gidiyor" dedi. (Miles Devis çalıyordu fonda, Au Private)
Dostoyevski hakkında düşündüklerini anlatıyordu. Bence en iyi kitapları o yazmış dedi. Çok efsane bir adammış dedi. Adam kingmiş dedi.
Muhabbet kuşu bizimle beraber yaşarsa 10 yaşını bulur dedim. Yemesi içmesi yerinde poşet gibi hırpalanmadı henüz dedim.
"Uyyy yaşlının biri bana yürüdü, sktir git lan. Aramızda çok büyük bir çekim var diyor elinde de baston var. Sktir git lan ucuz et miyim ben? " dedi.
O sırada muhabbet kuşu "Cicikuş Cicikuş Canım" diye konuşarak bize katıldı.
"BBking kalın dolma parmaklarına rağmen güzel sololar atabilen, anası, babası, çoluğu, çocuğu olan bir adam" dedi kısa bir sessizlikten sonra.
"Tavşan yok ki "dedim. Ne alaka dercesine bana baktı "Tavşan olmadan tavşan yahnisi yapamazsın" dedim. Sustuk sonra.

Bir akşamımız da böyle geçiyordu. Bir fincan çay, bir kaç adet hurma ve kuru incir. Grant Green çalıyordu şimdi, Django.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder