10 Eylül 2012 Pazartesi

Adam ayırıyorlar burada, Lütfen!

Ben her daim kadınların her toplumda ikinci sınıf insan muamelesi görmesine kendimden geçercesine tepkiliyimdir. Yok efendim, "arabayı ne kötü kullanıyor kesin bayandır" yok elinin hamuruyla erkek işine ne garışıyin daha binlerce tabirden ölesiye tiskinirim. Zaten bayan nedir o ayrı bir konu. O konuyu daha sonra irdelerim. Zaten kadına uygulanan şiddete, kadın cinayetlerine filan hiç girmiyorum allah bin belalarını versin deyip geçiyorum. Zaten küfretmekten başka bir şey de gelmiyor elimden. Gerçi burdaki ironiye de dikkat çekmek isterim, küfrü yiyen de yine o yavşak heriflerin anaları bacıları oluyor. Babanı,emmini, abini s.keyim diye bir küfür duymadım henüz. Neyse, biramdan bir fırt alıp kafamı daha fazla dağıtmadan anlatmak istediğim konuya dönüyorum.
Bu bahsettiklerim gerçekten de çok ciddi durumlar, şakası yapılacak veya espri kaldıracak konular değil benim nazarımda. Tabi ki tüm erkekleri de genelleyip hepsine lanet okuyacak kadar da ruh hastası değilim. Zira çok fazla sevdiğim bir sürü arkadaşım var cinsiyeti erkek olan. Zaten bahsedeceğim konu da tam olarak onlarla alakalı. Böyle temiz pak, akça pakça, adeta bir bebek hassasiyetine ve günahsızlığına sahip insanlar bunlar. Ağızları süt kokarken bir kelebeğin kanadı kadar yumuşak bir mizaca sahiplerken adeta birer hanzoymuşçasına muamele görüyorlar. Yalnız fazla övdüm galiba ya, normal adamlar işte. 13 yaşında ayın ondördü gibi kızdan bahsediyorum sanki.
En başa dönmek istiyorum. Sene 2005 sanırım. Duyguyla beraber Demir Demirkan konserine gitmiştik. Duygunun yaşı tutmamasına rağmen sırf cinsiyetimiz kadın diye hiç zorluk çıkartmadan içeri almışlardı bizi. Ancak bundan 2 sene sonra, yani sene 2007,Yiğitcan diye bir arkadaşımla MFÖ konserine gitmeye heves etmiştik. Yüzümüzü yıkamış, makyajımızı yapmış saçımızı fönlemiştik. Pardon bunları yapan sadece bendim. Çünkü kapıdan içeri girmeye yeltenirken bizi durdurup kimliklerimizi sordular. Herkes akın akın içeri girerken sırf Yiğitcanın orman kaçkını tipi yüzünden criminal muamelesi görüyorduk. Kimlik numaralarımız sorgulandı, üzerimiz arandı marandı, yiğitcan ehliyetini filan bıraktı girerken. Hani orda yiğitcan değil mesela Elif olsa hiç rencide olmadan girer izlerdik konseri. Halbuki Yigocum ayın ondördü gibidir sima olarak. 
Geçen hafta Taksimde bi yere Elifle içmeye gittik. Barmenle baya bi kankatsu olmuştum ben öncesinde, çok da iyi bir çocuk kendisi. Elifle takıldığımız akşam 4er bira ve adam başı 6 tekila shot yaptık. Hesap gele gele 40 lira geldi. Zaten kafamız da bi milyon olmuştu hiç sorgulamadık, evlerimize dağıldık. Bu olaydan bir hafta sonra Çınarla beraber aynı yerde aynı şeyleri içtik. Hesap 3 katı geldi. Ben de hani öncesinde az ödeyince baya bi şaşırdım ama işte aynı mekana kızla gelince farklı, erkekle gelince farklıydı haliyle. 
3-4 gün önce de kuzenim Deniz ile Bakırköyde takılırken içmeye karar verdik ve gidip Bakırköyde bulabileceğimiz en düzgün yere oturduk. Masamız biz oturana kadar "rezerve" diye geçiyordu, ama oturabilir miyiz diye sormamızla rezerve mezerve hak getire, dört bir yandan çerezler yağıyor filan. Ulan dedim iimiş buranın servisi. Sonra Çınarla gittik aynı yere geçen, bi tane sikko masa vardı üzerine rezerve yazısı koymuşlar. "Buraya oturabilir miyiz?" diye sordum, Adam bi baktı "Orası rezerve" dedi. Ama dedim geçen biz oturmuştuk. Bu sefer rezerveymiş. Nah rezerve. İnsan ayırıyorlar, yazık lan bu erkeklere de. Gittik oturduk başka bir yere Çınarla, zaten çerez merez güleryüzlü hizmet tabi ki söz konusu değildi. Bir yarım saat sonra 2 tane kız geldiler, bize rezerve denilen yeri gösterip "buraya oturabilir miyiz?" diye sordular. Ve oturdular oraya. Çınara dönüp "resmen erkek ayrımcılığı var burda" dedim, hak verdi bana. 
Şu ahir ömrümde durup dururken bana birkaç kere kimlik soruldu hiçbirinde de yanımda kız arkadaşlarım yoktu. Ve sırf diğer kendini bilmeyen, beyni olmayan erkekler yüzünden genellenmiş olmaları da vahim bir durum. Sokakta tabi ki tacizci, bu sokaklar bizim edalarında gezen kendini bi bok zanneden erkekler kaynıyor. Ama kendi kendilerini toplu halde bu moda sokuyorlar. Sürekli kendilerini kanıtlamaya çalıştıkça, ön planda olup özne olmaya çabaladıkça da uyguladıkları yöntemler yüzünden daha da batıyorlar. Arada gerçekten iyi ve düzgün insanlar da kaynıyor.