27 Aralık 2010 Pazartesi

İki taciz vakası

Hülyalı bir biçimde evimin yolunu tuttuğum iki farklı akşamı anlatmak zorundayım. Herkesin tacize uğrama fobisi vardır diye düşünüyorum neyse ki ben böyle bir şeyi deneyimlemedim. Hayallerini kurduğum tek vuruşla tacizciyi yere serme olayını yapamayacağımı bildiğimden iyi ki gelmedi bu başıma. Çantamla filan vururdum maksimum. Asla yaratıcı olamazdım. Ama yaratıcı olanlar var,hem de efsanevi bir biçimde.
İlk olay bundan 2 sene önce Bakırköy'de otururken gözlemlediğim bir olay, eve yaklaşmıştım, motosikletli bir adam yolda yürümekte olan bir kadının poposunu avuçladı ve bu işlemden sonra manevra yaparak kaçmaya çalışırken motoruyla beraber devrildi. Tacize uğrayan kadın ana bacı küfürler savurarak düşen tacizciye doğru koştu ve çantasıyla ağzını burnunu dağıtmaya koyuldu. Kadın çantasını hayal edin. İçinde envai çeşit gerekli gereksiz ne varsa adamın kafasına iniyordu. Kadın hıncını iice çıkarttıktan sonra adam kaçmak için fırsat buldu ve ordan hızla uzaklaştı. Bense "vay anasını" diye mırıldanıp evime girdim. Tek görgü tanığı ben ve karşıki bakkaldı. Bir an ziv ziv diye bakkal amca ile bakışma yaşadık. 
Diğer taciz vakasına ise bugün şahit oldum. Kadıköyden Bakırköye geçmiştim deniz otobüsü ile saat 22:40 filandı. Üst geçitten geçerken bir kadın önce çığlık attı sonra çantasından devasa bir çakmak çıkartıp "sktir git lan eline koluna sahip çık yakarım seni!" diye bağırdı ve çakmağı çaktı. Taciz eden de 18-19 yaşlarında bi tipti sus lan filan dedi ama ortadan kayboldu bir anda. 
Çevremdeki aura,adalet olgusu, sürrealizim, sorunlarla başa çıkma yöntemleri,mizah, dadaizm sentezlendi. Çakmak edinmek lazımmış.