9 Kasım 2015 Pazartesi

Star Wars Force Collection: Bıçkın Pilot'un yükselişi...

Başlığa bak. Ahahah. Neyse. Bence bir insanın başına gelebilecek en kötü şey kendi kendine rezil olmasıdır. Başkalarına rezil olursun ama aslında çok da iplemez bu durumu insanlar. Halbuki kişinin kendine rezil olması bambaşka, "başkası adına utanmak" bile bundan iyi. Bunu elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım birazdan.
Bir senedir filan bu Force Collection oyununu oynuyorum. Oyun kart oyunu, güçlü ve güçsüz star wars karakterlerinin kartları var. 1'den 5'e kadar yıldız verip güç oluşturmuşlar. Dark ve Light side seçiyorsun, ona göre devam ediliyor. Güçlü olanlar nadir çıkıyor, level atlıyosun bir lejyona katılıp online savaşlara katılıyosun falan filan. Bir sürü boku püsürü de var ama zaten kendim de anlamıyorum onları. Oyuna başlama sebebim, Çınar'ın bu oyunu deliler gibi oynayıp bir türlü güçlü kart çekememesi sebebiyle, girip güzel kart çıkarsa ona atmaktı. Zaten sıkılırsın bari her gün gir kart çek, güçlü bişeyler çıkarsa atarsın demişti. Girdiğim gün 20. levela geldim. Çınar için tehlike çanları çalıyordu çünkü bir anda kendimi kaptırmıştım. Oyunda isim seçme özgürlüğü tanıyorlar sana ve bu ismi bir kereye mahsus değiştirmene de göz yumuyorlar. Ben bunu bilmiyordum tabi en başta. Bickin Pilot diye rumuz oluşturdum kendime, bunun çok komik olduğuna inandım. Sonra "bickin ne lan ben onu Bıçkın" yapayım diye bi sefer değiştirdim. Zaten ne lejyona katılacaktım ne de aktif olarak oynayacaktım. Amaç Çınar'a destek olmaktı. Ama bir başladım, pir başladım resmen. İlk olarak girdiğimin 4. gününde babalar gibi 5 yıldızlı Palpatine kartı çektim. Bir anda ne oldu bilmiyorum. Palpo'yu çekmemle birlikte sürekli olarak kafamın içinde arka fonda imperial march çalmaya başladı. Bir anda karanlık tarafa geçtim, bir anda bi lejyona katıldım. Hiç tanımadığım 30 kişiyle her gün savaş planları yapmaya başladım. Tomrik80 lejyonumuzun lideri olarak beni onurlandırıp hemen pilot yaptı. Bama güme allah ne verdiyse dalmaya başladım önüme gelene. Gözümü hırs bürümüştü.


Toplu chatte muhabbeti körüklemeye çalışıyor, yüksek yıldızlı kartlar çekip bunu sürekli Çınar'ın gözüne sokuyordum. Çınar ise yarattığı canavara ürkek gözlerle bakıyordu. Onun da oyundaki adı Kısmet Didactic olduğu için Bıçkın ile taşak geçtiği anda "ne var senin de adın kısmet didactic, seninki de kötü. Ne var yani" diye çirkefleşiyordum. İşin aslı, bu oyunu böyle seveceğimi bilsem mal gibi neden adımı Bıçkın pilot yapayım. Üstelik tek değiştirme hakkımı da Bickin'ı Bıçkın yapmaya harcadıktan sonra, geriye sadece Bıçkın Pilot'un onurunu korumak ve yaşatmak kalıyordu. Kendime rezil olmak inanın 10 milyon kişinin oynadığı bu oyundaki diğer oyunculara rezil olmaktan daha kötü. Onlar anlamıyor çünkü Bıçkın ne demek. Light Side'dan bir Luke Skywalker kartı çektim hayvanlar gibi kuvvetli. Bunu yemedim içmedim lejyona yazdım. Grand Moff Skeletor "Wow Bickin, congrats! İt's the 5th or 6th powerful card" demiş. Adımın cümle içinde kullanılması, kazandığım zaferler ve sürekli jedilara saldırmak resmen götümü kaldırmaya başlamıştı. Metrobüste itilip kakılırken bile elimde telefon sürekli birilerine saldırıyor, Lord Sidious bana "well done Bıçkın" dedikçe koltuklarım kabarıyordu. Sonunda statü atlayıp Sith oldum. Sith olduğum anda metrobüsteydim ve tam ortada göt dayadığımız körük kısmındaydım. Star wars evreninde bir Sith idim ulaan. Bir an durdum etrafıma baktım, he ya hee sithttim gerçekten. Zincirlikuyu'da boş koltuk bile kapamamıştım. Böyle aşkın ızdırabını seveyim dedim ve bundan sonra daha alçakgönüllü olmaya karar verdim. Ama çektiğim hiçbir 5 yıldızlı kartı Çınar'a vermemeye devam ediyorum. Ne de olsa karanlık taraftayım abi. Bıçkın bir pilotum.