19 Nisan 2011 Salı

Travma

Bir kaç ay sonra Psikoloji mezunuyum. Son vizelerim, son finallerim artık lisans eğitimimde. Gelecek kaygısından dem vurmayacağım şimdilik. "Ne yapcam olüüm okul bitince" travması yaşıyor olabilirim ama yaşadığım en korkunç travmalardan birini anlatacağım şimdi.
11-12 yaşındayken müzik zevki olarak ilham aldığım kişi benden 7 yaş büyük kuzenim Ulaş abimdi. Leş metalci idi kendisi. Onun gibi olmayı istiyordum. Ah keşke 10 gün saçlarımı yıkamadan hep dünyanın acımasız çarklarını sorgulasaydım. Iron Maiden, Metallica, Slayer dinliyordu. Dahası da vardı ama benim aklım ermiyordu. O yaşlarda gelecekte olmak istediğim metal müziği onun kadar hakkını vererek dinleyen biri olmaktı.
Ulaş abimin kardeşi Deniz de sanırım abisi gibi olmak isterdi o zamanlar. İkimizin de idolü Ulaş abi idi, ne de güzel "metallica" yazıyordu kağıtlara, kullanmadığı elekro gitarının mutlaka bir asiliği vardı. Kimsede bulunmayan kasetler hep ondaydı, odası bir rock temple idi. Satanizim olaylarının patlak vermesi ile tüm akrabalar ondaki bu asiliği adeta yanlış anlıyor ve onu satanist sanıyorlardı. Ama Ulaş abim her zaman bizim için sarsılmaz bir modeldi çünkü o tırt metalci değildi bilakis metal müzik onun için bir hayat biçimiydi.
Bir gün kuzenlerime kalmaya gitmiştim, Denizle metallica'nın "one" kasetini teyibe koyup meyve yiyorduk. Saçlarımı bilinçli olarak 3 gün yıkamamıştım çünkü bu da benim için metalcilik demekti. Ne kadar pis görünürsem o kadar mutluydum o gün. Pis saçlarım elimdeki elma ve kuzenim Deniz ile çok mesuttum. Ulaş abim odasındaydı, gizemli bir şekilde hiç çıkmamıştı odasından.
Ne sebeple olduğunu hatırlamıyorum ama, bir şey almak için Ulaş abimin odasına girdim. İçerisi karanlıktı. Kulaklarıma bir müzik çarptı. Tabiri caizse "ÇARPTI". Sonra gözüm tek ışık kaynağı olan bilgisayar ekranına kaydı. Windows Media Player'ın alengirli efektleri pembe ışıklar çıkara çıkara çalan "TEKNO" müziğe uyumlu bir halde şekilleniyordu.
Ulaş abimse bilgisayarın, windows media player'ın karşısında oturmuş, garip danslar sergiliyordu. Duvarlardaki posterler bir an flulaştı ve James Hetfield'ın tek gözünde bir damla yaş dondu kaldı.
Bütün bunlar yaklaşık 15-20 saniye içerisinde yaşandı. Gördüklerim karşısında şok, kaygı, dumur ve hayalkırıklığı yaşayıp olanca hızımla geri çıktım odadan.
Üzerinden 10 sene geçmesine rağmen hala allak bullak olurum o anı hatırladıkça. Bir gün benim de başıma gelecek mi diye korku hissederim. Deniz ile bir yaz boyunca hip hopçı olmamızı da buna bağlarım. O da ayrı bir hikaye ama sanırım anlatmaya lüzum yok. Neyse ki çok kısa sürdü.

3 yorum:

  1. ben de porno izliyo sandım :D güzel bir plot twist olabilirdi ama.

    YanıtlaSil
  2. Ulaş abinin tekno müziğe kıvrak figürler sergilemesi emin ol daha çarpıcı idi :(

    YanıtlaSil
  3. zuahahahahahahhaahhaha
    bunu abim okumalı lan

    YanıtlaSil